İçeriğe atla

hani

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: Han'ı, Hani, hanı

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Osmanlı Türkçesi هاني, Eski Türkçe kanghy (kanghy).

Söyleniş

[düzenle]

hani (belirtme hâli hanini, çoğulu haniler), sahiplik şekli hani -si

  1. (hayvan bilimi, balıklar) Hanigillerden olup Akdeniz'de yaşayan, alaca kırmızı renkli, beyaz etli, orta büyüklükte bir balık
    Hani bugün hani yiyecektik?

Çekimleme

[düzenle]

Bilimsel adı

[düzenle]

Üst kavramlar

[düzenle]

Alt kavramlar

[düzenle]

Ayrıca bakınız

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Belirteç

[düzenle]

hani

  1. "Doğrusunu söylemek gerekirse, kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılan bir söz.
    Benim sormam hani yârenlik olsun, anlarsınız ya! M. Ş. Esendal
  2. "Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü.
    Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede? Z. Gökalp
  3. Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılan bir söz.
    Nevin geçen sene kolunda bir ağrı duymuştu hani. S. F. Abasıyanık
  4. Bazen "bari" anlamında kullanılan bir söz.
    Hani kim olduğumu bilmese…
  5. Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatan bir söz.
    Hani bugün hani yiyecektik?
    Hani uykun vardı? O. Kemâl

Atasözleri

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

Estonca

[düzenle]

Söyleniş

[düzenle]
  • Heceleme: ha‧ni

hani

  1. (ördekgiller) kaz

Gagavuzca

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Eski Türkçe kanghy (kanghy).

Söyleniş

[düzenle]
  • Heceleme: ha‧ni

Belirteç

[düzenle]

hani

  1. hani, nerede

Kaynakça

[düzenle]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki