verbosity

İngilizce

Köken

Orta Fransızca verbosité'den, o da Geç Latince verbositas'dan, o da Latince verbosus'dan, o da Latince verbum (“kelime”)'den gelmektedir (verbose + -ity).

Söyleniş

• IPA^(anahtar): /vəˈbɒsəti/
• IPA^(anahtar): /vɚˈbɑsəti/ (Genel Amerikan İngilizcesi)

Ad

verbosity (sayılabilen ve sayılamayan, çoğulu verbosities)

1. lâf kalabalığı, lâf salatası
   • „With Christie's words about "all-talk-no-action" in mind, notice that Obama and his two secretaries of state, Hillary Clinton and John Kerry, as well as his vice president, Joe Biden, were all senators, the last two serving for two or three decades, respectively. Not forgetting the ill-fated secretary of defense, Senator Chuck Hagel. Their capacity for talking so much and saying so little is astonishing. Their verbosity is unpalatable.“
     • „Christie'nin "faaliyetsizlikten söz et" sözlerini akılda tutarak Obama ve iki dışişleri bakanı olan Hillary Clinton ve John Kerry ile başkan yardımcısı Joe Biden'ın senatör olduğuna dikkat edin. Son ikisi sırasıyla yirmi veya otuz yıldır böyle. Talihsiz savunma bakanı Senatör Chuck Hagel'i unutmamalı. Bu kadar çok konuşup bu kadar az şey söyleme kapasiteleri şaşırtıcı. Lâf kalabalıkları nâhoş.“

Eş anlamlılar

• verboseness, wordiness