kasıp kavurmak
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Deyim
[düzenle]- Baskı yaparak ya da kıyıcı davranışlarla bir topluluğu ezmek, zulmetmek.
- Çok zarar vermek, mahvetmek.
Örnekler
[düzenle]- "...Karaköy civarını kasıp kavuran iki serseri çocuğu enselerinden yakalayıp huzuruna getirmiştim."
- "Özellikle kuraklık beldemizin köylerini kasıp kavurmuştur."