Arama sonuçları

ödünç almak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi ödünç alır) -ır ödünçlemek Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu. - Falih Rıfkı Atay (edebiyat)...

oʒxu [1] borç almak [2] ödünç almak [3] ödünç vermek...

eğreti almak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi eğreti alır) [1] Ödünç almak...

iktibas etmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi iktibas eder) -der ödünç almak (edebiyat) alıntılamak...

(üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi ödünçler) -r ödünç olarak almak (dil bilimi) başka bir dilden söz almak, bütünüyle özümsemek çeviriler Türk Dil...

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir. çormak (belirtme hâli çormağı, çoğulu çormaklar) [1] Süresiz olarak (bir şeyi) ödünç almak. [1] [1]...

ispatlayacak hiçbir kaynak içermemekte, lütfen kaynak eklenmesinde yardımcı olun. Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir. alıntı yapmak, ödünç almak....

sonra bu not silinmelidir. rehine koymak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi rehine koyar) ödünç para almak için değerli bir şeyi rehin olarak vermek....

(belirtme hâli tahvili, çoğulu tahviller) [1] devletin veya özel kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, değişik dönemlerde belirli oranlarda faiz getiren yazılı...

veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, hibe etmek, teberru etmek Ödünç aldığı parayı bile kendinden daha ihtiyaçlısına bağışlayan ancak bir masal...

(üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi tutar) -ar elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. - Ö. Seyfettin ele geçirmek, yakalamak...

geçersiz hale gelmesini öngören yasal sözleşme, ipotek. [3] Bu yollarla ödünç alınan para. [1] Türkçe çeviriler Türk Dil Kurumuna göre "tutsat" maddesi...

credit card for a week? What's your game? Kredi kartımı bir haftalığına ödünç almak ister misin? Oyunun ne? Your murderous game is nearly up. Ölümcül oyunun...