mirasçı
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Ad
[düzenle]mirasçı (belirtme hâli mirasçıyı, çoğulu mirasçılar)
- Kalıtçı.
Örnekler
[düzenle]- [1] "Aradım buldum tarlanın mirasçısını, adamı Ödemiş'ten aldım geldim."- N. Cumalı.
Mecaz
[düzenle]mirasçı
- Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı biçimde ortaya koyan.
Örnekler
[düzenle]- [1] "Anasının kıskançlığına mirasçı olan çelimsiz solgun çocuk da yaşamayacağa benziyordu."- H. R. Gürpınar.