disappear
Görünüm
İngilizce
[düzenle]Eylem
[düzenle]disappear
- The sun disappeared behind the clouds : Güneş bulutların arkasında gözden kayboldu.
- The custom had disappeared by the end of the century : Yüz yılın sonunda gelenek ortadan kalktı
- A little girl disappeared on Wednesday : Küçük bir kız çarşamba günü ortadan kayboldu