şakırdamak
Görünüm
Çağatayca
[değiştir]Eylem
[değiştir]- [1] Yağmur yağmak, bülbül hoş elhan etmek
- [2] sulu kazan, semaver, ibrik kaynamak.
Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Türkçe
[değiştir]Eylem
[değiştir]şakırdamak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi şakırdar)
- [1] 1 Şakır şakır ses çıkarmak.
"Bursa'da bir eski cami avlusu / Küçük şadırvanda şakırdayan su." - Ahmet Hamdi Tanpınar
2 (Yağmur) Güçlü bir biçimde yağmak. Yağmur şakırdayarak yağıyor.
Kaynakça
[değiştir]- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.
Çeviriler
[değiştir]çeviriler
|