soluk
Türkçe[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
- Heceleme: so‧luk
Ad[değiştir]
soluk (belirtme hâli soluğu, çoğulu soluklar) -ğu
soluk hakkında Türkçe Vikipedi'de ansiklopedik bilgi bulabilirsiniz.
- akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes, dem
- Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. - R. N. Güntekin
- ciğerlere hava alıp verme
- tarz
- Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
Ön ad[değiştir]
soluk (karşılaştırma daha soluk, üstünlük en soluk)
- [1] rengi atmış olan, solmuş, uçuk
- General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor. - E. M. Karakurt
- [2] parlaklığını, gücünü yitirmiş
- Bahçeye, kafeslerden elenen soluk bir ışık vurmuş. - Y. Z. Ortaç
- [3] rengi kaybolmuş, matlaşmış
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "soluk" maddesi