cılız
Ayrıca bakınız: ışık |
Türkçe[değiştir]
Belirteç[değiştir]
cılız
- güçsüz bir biçimde
- Üçüncü kez aynı cümleyi söylüyordu ama şimdi çok daha cılız çıkmıştı sesi. - E. Şafak
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
Ön ad[değiştir]
cılız
- çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
- Hanın sahibi cılız bir adamdı. - S. F. Abasıyanık
- güçsüz, sönük
- Ambarda, tavana tutturulmuş cılız ışıklar, arada sönecekmiş gibi pırpırlanıyordu. - B. Günel
- incelean
- Bir zamanlar asma köprünün bulunduğu yerde şimdi cılız bir halat vardı. - A. Kulin
- basit, değersiz, önemsiz
- Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu. - B. Felek
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
|
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "cılız" maddesi
Azerice[değiştir]
Ön ad[değiştir]
cılız
- cılız