öksüz
Türkçe[değiştir]
Köken[değiştir]
- Eski Türkçe ög (ög) + -süz
Söyleniş[değiştir]
Ad[değiştir]
öksüz (belirtme hâli öksüzü, çoğulu öksüzler)
- anası veya hem anası hem babası ölmüş olan, yetim çocuk
- kimsesiz kişi
- Duvarda bir posta kutusu var. Belki aşk mektupları bekliyor. İçimdeki öksüz daha mı küçüldü. Emekliyor. - H. F. Ozansoy
Üst kavramlar[değiştir]
Atasözleri[değiştir]
- Öksüz hırsızlığa çıkarsa ay ilk akşamdan doğar
- Öksüz neden güler? Yanılır da güler
- Öksüz oynaşa çıkmış, ay akşamdan doğmuş
Türetilmiş kavramlar[değiştir]
Ön ad[değiştir]
öksüz (karşılaştırma daha öksüz, üstünlük en öksüz)
- anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk), yetim
- Anasız kız, han soyu olsa öksüzdür gene. Kapandım bak, senin de ölmeden cenazene. - F. N. Çamlıbel
- kimsesiz
Atasözleri[değiştir]
- Alçak at binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay
- Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser
- Öksüz kuzu öveç olmaz
- Öksüz oğlan göbeğini kendi keser
Kelime birliktelikleri[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
yetim
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "öksüz" maddesi
Eski Türkçe[değiştir]
Bu sözcüğün, biçim ve içerik olarak Vikisözlük standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Madde düzenleme ve Vikisözlük standartları ile ilgili bilgi
Bu sözcükte ayrıca şu sorunlar da bulunmaktadır:
- Bu söz(cük), ait olduğu dilin kullandığı Eski Türkçe alfabesinde yazılmamıştır.
Ön ad[değiştir]
- [1] öksüz
- [2] akılsız
Kaynakça[değiştir]
- Eyuboğlu, İsmet Zeki (1998). Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü. İstanbul: Sosyal Yayınlar. ISBN 975-738-472-2.
- Atalay, Besim (1945). Ettuhfet-üz-Zekiyye Fil-Lugat-it-Türkiye. İstanbul: Klişecilik ve Matbaacılık T.A.Ş..