ön

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: oen

Türkçe[değiştir]

[değiştir]

ön (belirtme hâli önü, çoğulu önler)

  1. bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı
    Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - A. Ümit
  2. bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı
    Altmış yaşında anamın önündeFelek
  3. bir kişinin ilerisi
    Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi. - S. F. Abasıyanık
  4. yakın gelecek zaman
    Önümüz kış.
  5. giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü
    Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - P. Safa
  6. önce olan, ilk
    Ön söz. ön görüşme.
  7. civar, yöre
    Kanlıca önlerine geldiler.

Çekimleme[değiştir]

Deyimler[değiştir]

Çeviriler[değiştir]

Ön ad[değiştir]

ön

  1. benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan
    Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - A. Gündüz

Çeviriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

Atasözleri[değiştir]

Azerice[değiştir]

[değiştir]

ön

  1. ön

Ön ad[değiştir]

ön

  1. ön

Çağatayca[değiştir]

[değiştir]

  1. feryad, figan, ah

=Eski Türkçe[değiştir]

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

[değiştir]

  1. renk
  2. ön
  3. önce

Gagavuzca[değiştir]

Köken[değiştir]

Eski Türkçe öng

[değiştir]

ön

  1. ön

Kaynakça[değiştir]

  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Karaçay Balkarca[değiştir]

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

[değiştir]

  1. (akustik) ses

Macarca[değiştir]

Adıl[değiştir]

ön

  1. siz

Kaynakça[değiştir]

  • KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.