yetişmek

Vikisözlük sitesinden

Türkçe[değiştir]

Eylem[değiştir]

yetişmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi yetişir) -ir

  1. ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
    Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti. - Ö. Seyfettin
  2. vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak
    Bu giysi yarına yetişmeli.
  3. vaktinde varmak, vaktinde bulunmak
    Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi. - A. Ş. Hisar
  4. bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak
    Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı. - Y. K. Karaosmanoğlu
  5. değmek, uzanıp dokunabilmek
    Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez.
  6. vakit bulmak, yapabilmek
    Ben bu kadar işe yetişemem.
  7. yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek
    Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir.
  8. bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kişiyi görmüş olmak
    Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. - P. Safa
  9. üremek, büyümek, olmak
    Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti. - S. F. Abasıyanık
  10. eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek
    Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı. - O. V. Kanık
  11. görebilecek yaşa gelmek, büyümek
  12. yardım etmek, yardımına koşmak
    Tam o sırada talih imdadıma yetişti. - R. H. Karay
  13. ortaya çıkmak

Deyimler[değiştir]

Çeviriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

Eski Türkçe[değiştir]

Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem[değiştir]

  1. yetişmek
  2. erişmek