İçeriğe atla

ters

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

ters (belirtme hâli tersi, çoğulu tersler)

Gösteriyi uçağın tersiyle bitirmişler. (2)
Bıçağın tersi yukarıya bakıyor (3)
  1. Karşıt
  2. Bir şeyin içe gelen yanı, arkası
    • Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu.
  3. Kesici bir aletin kesmeyen yanı
    • Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar.
  4. Hayvan pisliği.

Ön ad

[düzenle]

ters

  1. Uygun olmayan, elverişsiz olan; münasebetsiz
    • "Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama." - Hüseyin Cahit Yalçın
  2. (mecaz) Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert
    • Ters adamın işi de ters gider. - M. Ş. Esendal

Deyimler

[düzenle]

ters açı, ters düşmek, ters lale, pabucunu ters giymek, şeytana külahını ters giydirmek, şeytana pabucunu ters giydirmek, sığır tersi, ters tarafından kalkmak

Çeviriler

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]

Gagavuzca

[düzenle]

Köken

[düzenle]
Eski Türkçe tärs

Ön ad

[düzenle]

ters

  1. ters

Kaynakça

[düzenle]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Türkmence

[düzenle]

ters

  1. ters, aykırı

Kaynakça

[düzenle]
  • Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.

Zazaca

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Ana Hint-Avrupa dili *tros-ó-s sözcüğünden devralındı.

ters e

  1. korku
  2. aykırı

Türetilmiş kavramlar

[düzenle]