İçeriğe atla

spoil

Vikisözlük sitesinden

İngilizce

[düzenle]
Dinle (ABD aksanı).

Eylem

[düzenle]

spoil

  1. Bir şeyin değerini, kalitesini bozmak, azaltmak veya tamamen yok etmek.
  2. (Yiyecekler için) Bozulmak, kötü olmak.
  3. Birinin bir şeyden zevk almasına engel olmak.
  4. (Bir çocuğu) Çok yumuşak davranarak veya her istediğini yaparak şımartmak.
  5. (Birini) Aşırı iyi, cömert, düşünceli vs. davranarak şımartmak.

Örnekler

[düzenle]
  1. I wouldn't want to spoil your fun.
  2. I've got some ham that'll spoil if we don't eat tonight.
  3. She was afraid of spoiling Christmas for the rest of the family.
  4. Breakfast in bed - you're spoiling me!