orak
Görünüm
Ayrıca bakınız: Orak |
Türkçe
[düzenle]Ad
[düzenle]orak (belirtme hâli orağı, çoğulu oraklar)
- [1] (aletler) yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin biçme aracı
- [2] ekin biçme zamanı
- Orakta köylünün işi çok olur.
- [3] ekin, ot vb. biçme işi
- Ot orağından dönen birkaç köylü, omuzlarında uzun tırpanlarıyla geçiyorlardı. - M. Ş. Esendal
- [4] (halk ağzı) temmuz
Köken
[düzenle]- Eski Türkçe orgak < ormak (kesmek)
Eş anlamlılar
[düzenle]Benzer sözcükler
[düzenle]- [1] orman
Sözcük birliktelikleri
[düzenle]Atasözleri
[düzenle]- Buğday başak verince orak pahaya çıkar
- Buğday başak verince, orak pahaya çıkar
- [1] Buğday başak verince orak pahaya çıkar
Alt kavramlar
[düzenle]- [1] kavrama
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "orak" maddesi
Çağatayca
[düzenle]Ad
[düzenle]- [1] tırpan
- [2] (aletler) orak
Gagavuzca
[düzenle]Ad
[düzenle]orak
- [1] (aletler) orak
Köken
[düzenle]- [1] Eski Türkçe orgak
Türkmence
[düzenle]Ad
[düzenle]orak
- [1] (aletler) orak
- [2] hasat
- KÚNOS, Dr. Ignaz (1902). Şeyh Süleyman Efendi, Çağatayca-Osmanlıca Sözlük. Budapeşte: Section Orientale de la Société Ethnographique Hongroise.
- Atacanov, Ata (1922). Türkmendolu Yir Sözlüğü.
- Etymological Dictionaries - Andras Rajki