İçeriğe atla

kaçak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

kaçak (belirtme hâli kaçağı, çoğulu kaçaklar)

  1. bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz veya sıvı, kaçıntı
  2. gizlice kaçırılmış olan mal veya madde
    • Hâlbuki buraları ve hususuyla Anadolu’yu, kaçaktan mümkün mertebe muhafaza için bundan başka çare yoktur. - Mithat Cemal Kuntay
  3. (avcılık, kuşlar) av sırasında vurulamayan kuş
    • Malum a, kaçak diye avcının tüfeğinden kurtulmuş kuşlara denir. - Sermet Muhtar Alus

Çekimleme

[düzenle]

Deyimler

[düzenle]

kaçak güreşmek

Belirteç

[düzenle]

kaçak

  1. yasalara, kurallara uymayarak gizli bir biçimde:
    • Bütün harp müddetince babası ile İsviçre'de kaçak yaşadı. - Aka Gündüz

Ön ad

[düzenle]

kaçak

  1. bağlı bulunduğu yerden veya yasadan kaçan, uzaklaşan
    • Vapurda bir de kaçak Rus ailesi var. - Aka Gündüz
  2. yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan veya bir yerden çıkarılan:
    • 'Kaçak olarak gelmiş Amerikan, Japon, hatta Kızıl Çin eşyalarını satanlar açıkça bunların kaçak mal olduklarını bağırarak alıcı çekiyorlardı. - Aziz Nesin
  3. yasaca yapılması yasak olan veya yapılması için gerekli izin alınmayan:
    • Kaçak kat.


Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]