İçeriğe atla

cereyan

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[düzenle]

Köken

[düzenle]

Osmanlı Türkçesi جریان (cereyân) sözcüğünden devralındı, Arapça جَرَيَان (cereyān) sözcüğünden.

Söyleniş

[düzenle]
(dosya)
  • Heceleme: ce‧re‧yan

cereyan (belirtme hâli cereyanı, çoğulu cereyanlar)

  1. Bir yöne doğru akma, akış, akıntı.
    Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı. Ercüment Ekrem Talu
  2. Bir şeyin gelişme, olma durumu.
    En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına bırakmak. Refik Halit Karay
  3. Aynı eğilimde olan, aynı görüşü paylaşan kimselerin oluşturduğu hareket.
    Aşırı ırkçılık cereyanlarının yalancı şahidi olarak sahneye çıkarıldı. Cemil Meriç
  4. (fizik, elektrik) Akım.
    Elektrik cereyanı.

Çekimleme

[düzenle]

Çeviriler

[düzenle]

Kaynakça

[düzenle]