cereyan
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]Osmanlı Türkçesi جریان (cereyân) sözcüğünden devralındı, Arapça جَرَيَان (cereyān) sözcüğünden.
Söyleniş
[düzenle]Ses (dosya)
- Heceleme: ce‧re‧yan
Ad
[düzenle]cereyan (belirtme hâli cereyanı, çoğulu cereyanlar)
- Bir yöne doğru akma, akış, akıntı.
- Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı. — Ercüment Ekrem Talu
- Bir şeyin gelişme, olma durumu.
- En iyisi zorlamamak, işi tabii cereyanına bırakmak. — Refik Halit Karay
- Aynı eğilimde olan, aynı görüşü paylaşan kimselerin oluşturduğu hareket.
- Aşırı ırkçılık cereyanlarının yalancı şahidi olarak sahneye çıkarıldı. — Cemil Meriç
- (fizik, elektrik)
Akım.
- Elektrik cereyanı.
Çekimleme
[düzenle]cereyan adının çekimi
Çeviriler
[düzenle]çeviriler
|
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "cereyan" maddesi