belagat
Görünüm
Türkçe
[düzenle]Köken
[düzenle]- Osmanlı Türkçesi بلاغت, o da Arapça بَلاغَة (belāġa).
Söyleniş
[düzenle]Ad
[düzenle]belagat (belirtme hâli belagatı, çoğulu belagatlar)
- iyi konuşma, sözle inandırma kabiliyeti
- Gülünç olduğu kadar hazin bir belagati varmış. — Halit Fahri Ozansoy
- (bilgi, edebiyat) söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı
- (edebiyat) Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatı
- Hakikati ifade için yazıdan ziyade resmin belagatine müracaat daha doğru olacak. — Sermet Muhtar Alus
- (mecaz) Bir şeyde gizli olan derin mânâ
- Sükûtun belagati
Çekimleme
[düzenle]belagat adının çekimi
Eş anlamlılar
[düzenle]- (bilgi, edebiyat): retorik
Türetilmiş kavramlar
[düzenle]Çeviriler
[düzenle]bilgi, edebiyat; güzel ve etkili konuşma sanatı
Kaynakça
[düzenle]- Türk Dil Kurumuna göre "belagat" maddesi
Ek okumalar
[düzenle]- Vikipedi'de belagat