sert

Vikisözlük sitesinden

Türkçe[değiştir]

Söyleniş[değiştir]

IPA(anahtar): ˈseɾt
Heceleme: sert

Köken[değiştir]

Farsça

Belirteç[değiştir]

sert

  1. gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde, sertçe
    Ben de ona bile bile sert çıkıştım. - A. Kabaklı

Karşıt anlamlılar[değiştir]

yumuşak

Türetilmiş kavramlar[değiştir]

sertlik

Çeviriler[değiştir]

Ön ad[değiştir]

sert (karşılaştırma daha sert, üstünlük en sert) sert

  1. çizilmesi, kırılması, [[kesilme|kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı
    Sert tahta.
  2. esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen
    Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. - Tarık Buğra
  3. kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı
    Sert iklim. Sert hava.
  4. güçlü kuvvetli
    Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi. - M. Ş. Esendal
  5. sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin
    Sert şarap. Sert tütün.
  6. bağışlaması, hoşgörüsü olmayan
    Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı. - M. Ş. Esendal
  7. gönül kırıcı, katı, ters
  8. (mecaz) hırçın, öfkeli, hiddetli
    Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
  9. (mecaz) titizlikle uygulanan, sıkı
    Sert bir yönetim.
  10. (dil bilimi) ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam veya yarı kapalı engellerle çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız

Söyleniş[değiştir]

Çeviriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

Gagavuzca[değiştir]

Köken[değiştir]

Eski Türkçe särt

Ön ad[değiştir]

sert

  1. sert

Kaynakça[değiştir]

  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki