belli
Ayrıca bakınız: Belli |
Türkçe[değiştir]
Söyleniş[değiştir]
Köken[değiştir]
- Eski Türkçe bel (bel) <-> bellemek
Ön ad[değiştir]
belli (karşılaştırma daha belli, üstünlük en belli)
- beli olan
- bilinmedik bir yanıolmayan, malum
- Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr
- Bu âzâde insanlarda her türlü adîliklerden uzak bir efendilik olduğu ne kadar da bellidir. - A. H. Çelebi
- Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? - N. Araz
- belirli, muayyen
- Bu oyun çok kısa, belli bir temsil süresi doldurmuyor. - A. Ağaoğlu
Zıt anlamlılar[değiştir]
- (beli olan): belsiz
Deyimler[değiştir]
Çeviriler[değiştir]
çeviriler
Kaynakça[değiştir]
- Türk Dil Kurumuna göre "belli" maddesi
Atasözleri[değiştir]
anlaşılan, gizli olmayan, ortada olan
Lazca[değiştir]
Ad[değiştir]
belli
Türkmence[değiştir]
Ön ad[değiştir]
belli